KANATLILARDA YAĞLANMA SENDROMU

KANATLILARDA YAĞLANMA SENDROMU


Sendrom hastalık olup olmadığı bilinmeyen durumdur.
Yağlanma çok önemli bir sorundur. Hayvanların bu sorunu göstermesi bakım ve besleme eksikliklerinin sonucudur. Eritrositler eritropoez (eritrosit sentezi) denilen olayla hücreler arası farklılaşma görülür. Eritropoezin ilk aşamasında oluşan birincil hücrelerin oluşumu esnasında eğer yağlanma zorunlu hale gelmişse bu birincil hücreler adiposit haline gelir.
Kan lipid seviyesinin ve kan insülin seviyesinin yükselmesi sonucu beyin yağların depolanması emrini verir. Bu da beslemenin sonucudur. Yani yemlemenin yani hazırlanan rasyonun.
Hayvan ihtiyaçlarını karşılamak için beslenir. Bazal metabolizma organizmanın sindirim sistemi boşken optimum çevre şartlarında hareketsiz haldeyken yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan enerjiye denir. Buna yaşam için gerekli olan hareketleri eklersek yaşama payı olur.

  1.   Birincil olarak bazal metabolizma + yaşam payı için
  2.      İkincil olarak büyüme çağındaysa büyüme payı için
  3.      Eğer  verim veriyorsa verim payı için enerji kullanılır.
Aynı zamanda bağışıklık (immun) sistemi desteklemek için de beslenir ve enerji kullanır. Yağlanma kullanılmayan enerjinin depolandığını gösterir. Adipositlerin belli bir yağ depolama sınırı vardır. Bu kapasite dolduğunda beyin yeni  adipositlerin üretilmesi emrini verir.
Kandaki lipid seviyesi yükseldikçe karaciğerde yağlanma artar. Yani yağlanma adipoz doku ve karaciğerde olur.
Atmosferik oksijenin mitokondriye  ulaşması eritrosit vasıtasıyla olur. Mitokondrinin eritrositin getirdiği oksijeni almamasının nedenleri;
  1.          Mitokondri kapasitesinin dolması
  2.          Enzimlerin çalışması için gerekli olan C ve B grubu vitaminlerinin olmaması


Bu durumda incebağırsak villuslarında eritropoez yavaşlar ve sindirim ve absorbsiyon düşer, sindirim sisteminde patojenite artar. Sonuç olarak sindirimle beraber bağırsaklarda problemler ve mukozal bağışıklıkta sorunlar görülür.
Yemleme; sindirim, absorbsiyon ve metabolizmayı fizyolojik çağa göre etkiler. Fizyolojik çağ denildiğinde hormonların aksiyonu akla gelir.
Growth hormon (somototropin, büyüme hormonu) erken fizyolojik dönemde etkilidir. Hipofizden salgılanır. Tiroksin hormonu mitokondrinin çalışmasını aktive eder. Growth hormonla beraber tiroksinin artması D vitamininin de artmasını sağlar.
   Hormonların aksiyonu maksimum olduğunda;
  •       Sindirim artar
  •       Absorbsiyon artar
  •       Kullanım etkinliği artar

Kullanım etkinliği ve yağlanma arasında ters orantı ve negatif ilişki vardır. Kullanım etkinliğinin arttığını gösteren durumlar; rejenerasyonun artması, büyümenin artmasıdır. Kullanım etkinliğinin yüksek olmasını sağlayan hormonlar; growth hormon, tirobin, D vitamini, aldosteron.
Yağlanmanın durdurulması için adipositlerin eritropoezde kullanılması gerekir. Etlik piliçlerde (broyler) erken fizyolojik dönemde enerji ihtiyacı yüksektir (3100-3150 kcal). Biyolojik elementel mutasyonla ısı enerjisi açığa çıkar veya ısı enerjisi alınır. Transmutasyon reaksiyonlarında enerji açığa çıktığında bu sadece ısı enerjisi için değil ATP sentezi için de kullanılabilir. İlk 3 haftalık dönemde yağın sindirim ve absorbsiyonu düşüktür. Bu dönemde yağ verilirse incebağırsak ekosistemi bozulur.
Proteinin kalitesi denildiğinde aklımıza amino asitin kalitesi gelir. Yani esansiyel olanlar ve esansiyel olmayanlar.
Canlıların fizyolojik açıdan azot metabolizmasına göre sınıflandırılması;
            1)  Metabolik atıkları amonyak olanlar      → BALIKLAR           
            2)  Metabolik atıkları ürik asit olanlar      → KANATLILAR                      
            3)  Metabolik atıkları üre olanlar              → MEMELİLER          

Hayvanların DNA’sı proteinde bulunan ürik asit kaynaklarından enerji sentezlenmesine kodlanmıştır. Hayvanlar için en güzel protein kaynağı soyadır.


ALİ İHSAN KURBAZ
ZİRAAT MÜHENDİSİ (ZOOTEKNİST)

Yorumlar

  1. Değerli ali ihsan hocam bu yazınızdaki önemli bilgiler için size çok teşekkür ederim çalışmalarınız devamında size başarılar sağlıklı ve güzel günler dilerim

    YanıtlaSil
  2. Değerli Bilgileriniz için çok teşekkür ederim Ali İhsan hocam ilerleyen yazılarınızı da görmek istiyoruz. Başarılarınızın devamını diliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Hocam birde tavuklardaki beyaz ishal ve yalancı veba ile ilgili yazı paylaşırsanız sevinirim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN YUMURTACI TAVUK YETİŞTİRİCİLİĞİ REHBERİ

DANA BURNU (GRYLLOTALPA GRYLLOTALPA) İLE MÜCADELE YÖNTEMLERİ